Yerinde duramayan oyun dergisi
  Makaleler
 
Oyunlardan Soğumak
Yazar
: uei
Eklenme
: 08 Haziran 2008
İlgili Bölümler
:
     Daha 10 yıl öncesine kadar böyle bir başlık kurabileceğime inanmam olanaksızdı. O zamanlar işler farklıydı. Bilgisayarlar bu günkü kadar yaygın değildi hele ki internetin adı bile ortalıkta fazla gezinmezdi. Ama ilk bilgisayarım olan Celeron 300Mhz 8mb'lık ekran kartı ve 64mb Ram’lik bilgisayarıma kavuştuğumda gözlerim parlıyor ; her yeni oyuna geçtikçe kafamın üzerinde hayali bir ampul işareti beliriyordu. Resmen büyülenmiş gibiydim zaten elimde yer alan bir iki sınırlı oyunla ve birkaç demodan başka birşey yoktu.Gecemi gündüzüme katıp en ufak detaylarına kadar inceliyordum oyunları. Aradan geçen 1-2 sene içinde oyun dünyası iyiden iyiye kendini geliştirmeye  başladı ve artık piyasada daha çok oyun bulabilecek hale gelmiştik. Fifa 99’la tanışmamda o senelere rastlar.Edindiğim ilk orijinal oyun olması yanında artık Quake II den sonra ikinci orijinal oyunuma kavuşmuştum . Zaten fazla da oyun yoktu elimde sürekli bu iki oyunu oynuyordum.En ufak detaya kadar inceliyor girilmedik yerlere giriyor, Fifa’da yeni tuş kombinasyonları buluyordum. O zamanlar ctrl+q yada benzeri tuş kombinasyonlarını söyleyecek bir hileyede rastlamadığım için bu yeni hareketleri sanki kendim yapmış gibi seviniyor bu hareketleri bilmeyen rakiplerimi turnuvalarda tek tek deviriyordum.
     
     O zamanların en güzel tarafı bilgisayarımda sadece iki oyun ve bir dolu demo vardı. Yani seçeneğim azdı ama eğlencem keyifim araştırma ve keşfetme hazzım ve isteğim daha fazlaydı. Sonra zaman içerisinde seneler geçti oyun dünyası artık durdurlamaz bir dev gibi ard arda ve kaliteli yapımları piyasaya sürmeye başlamıştı uzunca bir süre eski bilgisayarımda çıkan oyunları oynamamanın verdiği eziklikle sadece oyun dergilerindeki, incelemelerini okuyarak yada sanki oyundaymışım gibi tam çözüm okuyarak zamanımı geçiriyordum.
     
     Tabi bu zaman diliminde LGS(o zamanlar böyleydi) ve ÖSS gibi hayatın sonu olmayan ama hayata yöne veren sınavlara girmekteydim. Artık günlerim çok boş değildi yapılacak işler çözülecek sorular ,verilen sorumluluklar vardı. Bilgisayarıma artık daha az bakar olmuştum. Artık büyüyorduk ve üzerimizdeki umut dolu gözlerin sayısı giderek artıyordu. Sorumluluk bilincinde olsam da ders çalışmam gereken zamanların bazılarında oyun oynamak; oyunların hiçbirinden tat alamama neden oluyordu. Çünkü içimde bir vicdan azabı yaşıyordum kendi içimde çelişiyordum . Beni yetiştiren ve her türlü imkanı elime veren ebeveynlerime ihanet ettiğimi düşüyorudum. Bu da ne oyundan zevk almamı ne de kendimi oyuna verebilmemi sağlıyordu. Böylece oyunlara sırt çevirmeye başlamıştım hem artık öyle oyunlarda çıkmaktaydı ki bilgisayarım oyunun adını görünce kitlenmeler ve bir dolu yetersizlikler silsilesi içerisinde kıvranıyordu.
     
     Ardında Öss’yi kazanan her Türk genci gibi yeni bir makine toplayıdım.En yeni ve donanım canavarı oyunlara kafa tutmak için yeniden kendimi oyun dünyasına vurdum. Artık rahattım bir takım şeyleri başarmıştım ve eski günlerdeki gibi geceler boyu oyun oynamak en ufak detayları çözebilmek yada arkadaşlarımla sabahlara kadar turnuvalar yapabilecektim.
     İlk birkaç ay dediklerimi yapmaya çalışsam da bir türlü o ilk bilgisayarı adlığımdaki havayı yakalayamıyordum.İpin ucunu kaçırmıştım bir kere. Aslında bilgisayarımın masa üstünde bir dolu oyun ikonu vardı hepside yeni ve en son çıkan oyunlardı hatta klasik diyebilceğimiz pek çok oyun bile artık ilgimi çekmiyordu. Oyunda ilerleyebildiğim kadar ilerliyor takıldığım en ufak yerde save etmeden çıkıyordum. Birkaç gün sonrada o oyunu makinemden kaldırıyordum. Artık eskisi gibi altından girip üsütnden çıkıp o oyunu bitirmek için kafa patlatmıyordum. Bu neden böyle oldu bilmiyorum belki çok oyun oynmaktan yada her türe aynı anda saldırmaktan oldu. Yada oyunların daha çıkmadan elimize geçen onca SS’in den yada videolarından etkileniyorduk. Artık klasik oyunlar dışında bizi pek fazla keyiflendiren ve eğlendiren oyun olmuyordu.
     Buna birde  süratle değişen donanım bileşenleri eklenince iş içinden çıkılmaz bir hale geliyordu. Yeni aldığımız ekran kartı bile birkaç ay içerisinde eski diye nitelendirilebilyordu.İşlemcimizin çekirdeği artık iki senede bir yetersizleşiyor her zaman daha fazlası çıkıyordu. Değişmeyen her şeyin değişim olduğunu düşünürsek bu normaldi ama bu teknoloji pazarında daha fazla fark edilebilir ve hissedilir oluyordu. Olan yine bizim ceplerimize oluyordu.
     
     Bz oyuncuların dertleri bitmez hele ki pc oyuncularının. Kasamızı hep en son çıkan donanım bileşenleriyle donatmak isteriz ama pek çoğumuz bunun hayal olduğunu biliriz yeni çıkan bir ekran kartını piyasaya düştükten sonra hemen almak çok fena bir kazık yiyeceğinizin göstergesidir bunu sektör içinde olan ve bu işlerin gidişatını bilen herkes bilir. Bu açıdan konsol oyuncuları nispeten  daha şanslıdır ama iş sadece donanım yetersizlikleriyle bitmemektedir.
     
     Artık internetin ‘’aşırı’’ yaygınlaşması ve torrent sitelerinin yaygınlaşması ve hemen hemen herkesin bunları kullanmasıyla yeni ve en son oyunlara anında bedava ulaşabilir hale geliyorduk.
     Birini bitirmeden bir başkasını netten indiren oyuncular artık ne yapacaklarını şaşırır hale geliyorlardı ve oyunlardan soğumaları için farkında olmasalarda bir sebep daha ediniyorlardı.
     
     Aslında oyunlara ısınmak için yapılabilecek(yada yapılmayacak) şeyler oldukça basit. Öncelikle her gördüğünüz oyuna saldırmamalı ve mümkünse korsan oyunlardan uzak durmalısınız. Bir oyunun korsanını açana kadar uğraşacağınız efor ve emek yerine biraz para birikitirip o oyunun orjinalini alırsanız hem pek çok olumsuz uygulamadan uzaklaşırsınız hemde kaliteli bir oyun alırsınız çünkü artık para vererek aldığınız bir orijinal oyunun en iyisi olması için bir çaba serf edersiniz.
     
     Onun dışında birazda olsa oyun dünyasında forumlarından yada tamamiyle oyunlardan uzaklaşabilirsiniz. Bir haftalık yada iki haftalık bir tatile gittiğinizde geri gelip oyunularınıza baktığınızda eminim keyifle saatlerinizi geçirebileceğiniz bir oyuna yeniden girebileceksiniz.
     
     Ama ne yaparsanız yapın yaşınız ilerledikçe ve bir takım sorumluluklar altına girdikçe oyun oynamak hiçbir zaman ilk günkü gibi olmuyor.
     O yüzden şimdi zamanınız varken ilerisini düşünemden oynayabildiğiniz kadar oynayın..
     
     Herkese sıkılmayacağı iyi oyunlar dilerim
 
  Bugün 4 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol